Kurtuba’dan sonraki istikametimiz Granada oldu. Burada Endülüs’ün düşen en son Müslüman kalesi olan Elhamra Sarayı’nı ziyaret ettik. İç içe odalar, salonlar, iç avlular, kemer ve tavan süslemeleri, harem bölümleri, Aslanlı Avlu, bahçeler, kanallarla dağlardan getirilmiş suyla can bulmuş havuzlar, fıskiyeler…El Hamra sarayı tam bir şaheser.
Sarayın her tarafında Allah’tan başka galip yoktur anlamındaki “ve La Galibe İllallah” cümlesi yazılmıştır. Allah adını her yerinde bu kadar çok zikreden başka bir saray henüz yeryüzünde yapılmamıştır.
El Hamra’nın bulunduğu tepenin karşısındaki tepenin ismi Albayzin Tepesi. Daracık sokaklarla ve beyaz küçük evlerle dolu bir yer. Burada Granada Ulu Cami’yi (Mezquita Mayor de Granada) ziyaret ediyoruz. Camide gençlerle tanışıyoruz? Caminin bahçesinden El-Hamra Sarayı’na bir kez daha bakıp Orgiva’ya doğru yola düşüyoruz.
Orgiva’ya uğramamızın sebebi burada Şeyh Nazım el-Hakkani Hazretlerinin dergahı ve müridleri olması. Akşam vaktine dergâha yetişiyoruz. Bizi sanki biliyorlarmış gibi şehir merkezinde karşılayıp dergâhlarına götürüyorlar. Şeyh Umar ve müritleri bizi ilahilerle karşılıyorlar. Müslümanın Müslümana kavuşması çorak toprağın suya kavuşması gibidir. Akşam namazını orada eda edip Malaga’ya doğru yeniden yollara düşüyoruz.
